26 Mayıs 2010 Çarşamba

SOLAK VE SAĞLAK TUNA;)GÖSTERİ HAZIRLIĞI VE İKİ TARİF


şu sıralar Tuna lar yıl sonu gösterisine hazırlanıyorlar,çok yoğunlar yani.bir tavşan oyunları,bir de İngilizce bir şarkı eşliğinde otobüs oyunları varmış.evde Tuna nehri marşı söylemekten ve net te videosunu,tüfek ve bayrakları yanına sıralayıp izlemekten vakit bulursa,ara sıra tekrarlıyor oyunlarını.ama okulda müzikle prova yapıyorlarmış,işine gelmeyince,müziği yok,yapmıycam diyor.beyimizin keyfi ne zaman yeterse,o zaman yapıyor,yani kendisi ne zaman isterse;)aman gösteri gecesi sahneye çıksında,evde yapmasın,razıyım:)

bloğumuz yemek bloğuna döndü:)kalıcı olması,gerektiği zaman bakmaları açısından arkadaşlarımın istekleri doğrultusunda bazen tarif ekleyim dedim ama son başlıklar hep tarif ağırlıklı oldu:)işte iki tarif daha...

ACI BADEM PASTASI

misafirlerime yaptığım kurabiyem nedenini anlamadığım bir sebepten dolayı dümdüz olunca,aklıma acı badem tatlısını yapmak geldi.yaklasık 6-7 sene önce Mine arkadaşımdan aldığım bu tarif,evde malzemesi bulunduğu sürece acil durum pastam oldu,çok teşekkür ederim Minecim,yaptıkça hep seni anıyorum inan.görünüm itibariyle,acı badem kurabiyesini andırıyor,içindeki tarçından dolayı da elmalı pasta zannediliyor.hem çok hafif,hem de çok lezzetli,yapmanızı tavsiye ediyorum.misafirlerimin de çok hoşuna gitti,bloğuma koymamı istediler,işte tarif:

MALZEMELER:
*1 tane hazır pasta tabanı(genellikle 1 pakette 2 ya da 3 kat olarak satılıyor,biz o 2 ya da 3 kattan sadece 1 katını kullanıyoruz.
*1 tane yumurta
*1 büyük çay bardağı(ajda bardak deniliyor sanırım)toz şeker
*1 büyük çay bardağı iri kırılmış ceviz içi
*1 büyük çay bardağı hindistan cevizi
*1 büyük çay bardağından 1 parmak az sıvı yağ(orjinalinde 1 büyük çay bardağı ama bana çok yağlı geldiği için ben 1 parmak azaltıyorum)
*1 tatlı kaşığı toz tarçın

YAPILIŞI:
pasta tabanı dışındaki malzemeler,çırpmadan,sadece azcık karıştırılarak,pasta tabanına yayılır ve çok kızarmadan pişirilir(çünkü soğuyunca da zaten sertleşiyor) afiyet olsun..

AÇMA-POĞAÇA

geçen akşam,arkadaşım Betül ve oğlu Yusufcuk,anneannesi,Yusuf ve Tuna'nın ortak arkadaşları,aynı zamanda Tuna'nın sınıf arkadaşı Mehmet Kerem ve annesi Semiha'yı davet ettik.çocukların hoşuna gider diye de,poğaça hauruna şekiller verdim.Tuna,"Yusuf kaplumbağa poğaçayı görememişti"deyince,yine kaplumbağa şekilli yaptım,ayrıca tavşan ve araba şekli denemek istedim,araba da kaplumbağayı andırdı ama yine de hoşlarına gitti;)bir de çiçek şekli verdim hamuruma,oda güzel oldu.bu tarif benim çok sevdiğim,yıllardır kullandığım poğaça hamurumun tarifi,aynı tarifle açma da yapıyorum,tüm poğaçalarımı bu tarifle yapıyorum,çünkü çok güzel bir tarif,tavsiye ederim.

MALZEMELER:
*3 tane yumurta(sarıları üstüne sürmek için ayrılacak)
*40 gr.lık yaş mayalardan(4 lü satılan paketlerden 1 tanesi,evde kuru mayam vardı,bu sefer ondan kullandım)
*2 su bardağı ılık su
*1 su bardağı sıvı yağ
*5 yemek kaşığı toz seker(çok olur diye düşünmeyin,tam kararında oluyor tadı)
*3 tatlı kaşığı tuz
*kulak memesi yumuşaklığı kıvamında olana kadar un.

YAPILIŞI:
üzerine sürmek için ayrılan yumurta sarıları dışında tüm malzeme yoğrulup,ılık bir ortada mayalandırılır.istenilen şekil erildikten sonra,çırpılan yumurta sarısı üzerlerine sürülür.yağlanmış ya da yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilerek,yarım saat dinlendirilerek,yer mayası alması sağlanır[daha yumuşak ve kabarık olması açısından önemli,püf noktası yani;)] ısıtılmış fırında,üzerleri kızarıncaya kadar pişirilir.afiyet olsun...





yemek yerken hem sağ hem de sol elini kullanıyor Tuna.tabi kaşığı farklı tutuyor,o başka;))henüz ince motorlarından bazıları gelişmemiş yaşıtlarına göre sanırım,karnını doyuruyorya,gerisi sonra da olur inş.;)banyo sonrası kurt gibi acıktığı bir gündü,yoksa yavaş yavaş,oyunlarla,konuşa konuşa yediriyorum yemeği.cacığı çok seviyor maş.pilav da en sevdiği yemeklerden,kuru fasulyede pilava kaşık sallarken ara-sıra takılıyor işte kaşığına;)




yıl sonu gösterisinde tavşan olacakmış Tuna lar."oyununuz nasıl annecim,çok merak ediyorum,azcık oynarmısın?"dediğimde hiç oralı olmuyordu,geçenlerde"bak,tavşan oyunumuzu gösteriyim mi sana?"dedi ve oynamaya başladı,biz istediğimizde değil,kendisi ne zaman isterse o zaman yapıyor her şeyi kerata.inş.gösteri gecesi de sahneye çıkıp oynar.

22 Mayıs 2010 Cumartesi

TUNA'NIN İNCİSİ,İNCİ'NİN YIL SONU GÖSTERİSİ...



Sabah hem kahvaltı yapıyor,hem de,babasının rica minnet Tuna'dan izin alarak açtığı kanalda CHP'nin kurultayını canlı izliyorduk.biraz sonra ekranda Rahşan Ecevit'i gören babası "aha,Rahsan'da var"deyince Tuna "aha,Baykal'ı tuzağa düşürdüler"dedi.babasıyla gülmekten kırıldık,çok hoşumuza gitti."nerden duydun sen bunu annecim?"dedim"televizyonda duymuştuuuum"dedi.tabi,akşama kadar o kadar çok oynuyor ki kumandayla,o kanal senin,bu kanal benim gezip duruyor,hangi kanal kaç no.dan çıkıyor,adam onun peşinde...


canım benim,ne kadar sevimli ve heyacanı yüzünden okunuyor...

Tuna gösteri boyunca beni strese soktu.evden çıkarken eline aldığı tüfek ve silah başıma bela oldu."oğlum illa götüreceksen silahı bari götür"dediysem de inadı inat ya,tüfeğide aldı.önümüzde oturan yaşlı teyzenin kafasına ha vurdu,ha vuracak diye streslendim durdum.almak isteyince bastı çığlığı.kurtlu kerata,yerinde de duramıyor,kadıncağızın koltuğunun arasına ayaklarıyla vurdu ara-sıra,kadın dönüp dönüp baktıkça,yerin dibine girdim.

gösteriye,kankimiz Sueda ve annesi Nergiz de geldi.Maş.neşe ile annesinin kucağında gösteriyi izledi çocukcağız.

zaten o tüfeğin ipine de deli oluyorum,bazen dolaşıyor,bizimki küplere biniyor.epey streslendikten sonra,baktım salonun arkaları boş,aldım Tunayı arkalara geçtim.biraz sonra Sueda da gelince,yine kudurdu sıpoş.aşağı yukarı kovalaşıp durdular hoşnutsuz bakışlar eşliğinde,proğram izleyenlerin dikkati dağıldı tabi;)

cici kızların"ah kalbim"şarkısını söyleyip onadılar,çok güzeldi geçekten.yoğun duygular yaşadım o gün.İnci Dila'yı sahnede görünce(2 yıldır aynı duyguları eksilmeden yaşıyorum)inanamıyorum,ne çabuk büyüdüler de,sahneye çıkıp bize gösteri yapıyorlar diye.gözlerim doldu doldu taştı.başka bir duyguyla da taştı tabi gözlerim,Tuna'nın o gün yaşattığı stres:(

şu şirinliğe bakarmısınız maş.

burda da kelebek olmuşlardı.avcıdan korkup tir tir titriyor zavallıcıklar:)

ne çare ki,avcı bizim İnci Dilamızı yakaladııııı...Dila yere yatınca,biz sulu gözler Saliş teyzesiyle başladık ağlamaya,meğer bizim ekip hep ağlamış;))

işte hain avcı;))"bir yakalayım,sorcam ben o avcıya"deyince saliş teyzesi,Dila"hayır saliş teyzeeee,o oyuuun"diyor yavrum:))

veee,bindallıları giyip,çayda çıra oynadılar,çok yakışmıştı kızıma bindallı maş.fotolar çok kötü çıktı,sanırım sahne ışığından..
gösteri bitiminde,tüm çocuklar ve veliler sahnedeydi.kızının güzel gösterisi,Suzan teyzemizi duygulandırmış,gururlandırmışa benziyor:)

gösterinin sonunda oluşturdukları ay-yıldız hem çok güzel hem de duyguluydu..çok ümitli değilim Tuna'nın sahneye çıkacağından ama,hadi bakalım,darısı bize ;)

18 Mayıs 2010 Salı

TUNA DAN BİR KAÇ İNCİ,3 TARİF,BALKON BAHÇEMİZDE SON DURUM


uzun zamandır Tuna'nın incilerinden yazmıyordum.geçenlerde hoşuma giden bir olayı yazarak başlayım o halde.
...Suzan teyzesi ve İnci Dila ile,1 mayısta Tunaların kreşine gidecektik.hafta sonu olduğu için biraz geç kalktık.çamaşırları balkona astım,daha kahvaltı masamızı hazırlayacaktım,giyinecektik ve zamanımız çok az kalmıştı.Tuna da benimle balkona çıkmıştı ve geçenlerde meyve yedirme bahanesiyle,balkonda oynadığımız silahlı oyundan oynamak istiyordu."oğlum,babanı çağır,onunla oynayın,daha çok işim var ve zamanımız azaldı,siz oynarken,bende kahvaltı masamızı hazırlayım"dedim.hemen"hayııır,birlikte oynayalıııım"diye itiraz çığlığı attı,ben mutfağa gidince de babası yanına geldi.çok geçmeden,bulundukları odadan bağrış-çağrış sesleri gelince,o sinirle odaya gidip söylendim,kızdım"iki dakika oynayamıyorsunuz,bir geçinemiyorsunuz ki işlerimi yetiştiriyim v.s."ben mutfağa dönerken Tuna arkamdan"seni sevmiyom işte ııııı"diyerek arkamdan dil çıkardı,bende cevap verdim"sevmezsen sevme,çok muhtaçtım sevgine";)aradan biraz vakit geçti,bizimkiler süt liman olmuş,sesleri çıkmıyor.biraz sonra dudaklarını uzata uzata geldi Tuna"seni çoook seviyom annecim"diye öpmek istedi,bende hatasını anlasın diye yüz vermedim.nasıl şirinlik yapacağını bilemedi kerata,tek ayağıma kuvvetimi vermiş,ocakta kahvaltılık bir şey yapıyordum,şöööyle bir süzdükten sonra"sen zayıfladınmı?"dedi:)))))) hoşuma gitti aslında,emin olmak için"nerden çıktı şimdi?" dedim,"küçülmüşsün sanki"dedi:))))) way üç kağıtçı waaaay,dedim içinden ;)
...babasıyla oynarlarken,kendinden geçiyor,güreş,bütün dalları içeren bir spora dönüşüveriyor.içinde tüm döğüş sporları oluyor yani,erkek erkeğe öyle zevki çıkıyor herhalde;)babasıyla,oturma odasında oynarlarken"aaaaah"diye bir feryat geldi.saten o tarafa gidiyordum,içeri girdiğimde,babası yerde,Tuna başında tüfekle bekliyordu.daha ben bir şey sormadan"bir şey yaparım diye korkuyor da,ondan öyle ses çıkarıyor"diye bir açıklama geldi meraklı bakışlarıma karşılık olarak.babası hem gülüyor hem de"yalancı,vurdun ya kafama tüfekle"dedi.baktım,adamcağızın alnı şişmiş.ben arkamı döner dönmez,babasına yavaşça"ciciiiii,ciciiii"diye sevimlilik yapıyormuş sıpoş kızmayım diye;)) yaramazlıklar tam gaz devam ediyor yani anlaşıldığı üzere,Allah sabrımızı bol versin,ne diyelim...
geçen hafta çarşamba akşamı,Tuna'nın sınıf arkadaşı Mehmet Kerem'in annesi Semiha,bizi davet etti,çocuklar oynasın,biz de otururuz diye.Semiha çalıştığı için,kek,poğaça ve Mehmet Kerem'in sevdiği sosisli lolipoplardan yaptığımı,kendisinin hiç bir şey yapmamasını istedim.ama duramamış,çok güzel bir patlıcan salatası yapmış sağ olsun,çok güzel bir akşamdı gerçekten,çocuklar çok eğlendi,oynadı,bizde harika sohbetler ettik,tekrar teşekkürler Semihacım.işte kek ve poğaçaların tarifleri:

DOLGULU ELMALI KEK

bu kekin görüntüsü de çok hoşuma gitmişti,ilk fırsatta denemem lazım demiştim.tarif,blog arkadaşlarımdan yeşim'e ait( http://yeturlalezzetkareleri.blogspot.com/ ).yine blog arkadaşlarımdan Cahide(http://cahidejibek.wordpress.com/)de yapmış,ben bazı değişiklikler yaptım,tarifte parantez içinde belirttim değişiklikleri. Cahide'nin tarifini aynen kopyalıyorum:(üstteki foto,benim yaptığım kekin fotosu)



MALZEMELER


2 yumurta
1 su bardağı şeker
1/2 su bardağı yoğurt (yada süt)
1/2 su bardağı sıvıyağ
2 su bardağı un(ben 1 bardağını un,1 bardağını da nişasta kullandım)
1/2 paket kabartma tozu
1 paket vanilya(ben limon kabuğu rendesi kullandım)
6 tane küçük yeşil elma (elmalar sert olsun)

KREMASI
2 su bardağı süt
2 yemek kaşığı un
1 çay bardağı şeker (damak zevkinize göre ayarlayabilirsiniz)
1 yumurta
vanilya(ben damla sakızı kullandım)
(ayrıca ben mavi haşhaş kattım biraz)



YAPILIŞI

Elmalarınızı soyun ve içlerini bir sebze oyacağı ile oyun.
Kek malzemelerinizi çırpın,yağlanıp unlanmış tepsiye,una buladığınız elmaları düzenli aralıklarla dizin ve orta kısmına kek hamurunu dökün.Ben elmaların ortasına da biraz tarçın ilave ettim.200 derecelik fırında kek kızarana kadar pişirin.Eğer kalıbınız küçük ve darsa 175 derecelik fırında pişirin ki içi hamur kalmasın.
Kremanızı her zaman olduğu gibi pişirin.Elmaların ortasını üzerini kapatacak kadar doldurun.İstediğiniz gibi süsleyip servis edin.

KAPLUMBAĞA POĞAÇA

ben bunları hazır ekmek hamurundan yaptım ama güzel bir poğaça tarifiyle daha yumuşak ve daha lezzetli olacağına eminim.şekillerini görünce çok beğenmiştim sevgili blog arkadaşım pelin'in bloğunda(http://www.pelininpastanesi.blogspot.com/)hatta orda poğaça tarifi de var.
yumurta büyüklüğünde bir hamur parçasından gövdesini(ben gövdesini peynirli iç koyarak yaptım),ceviz kadar bir hamur parçasından kafasını(kafasını da zeytinli iç koyarak yaptım) hazırlayıp,gövdeye kafayı birleştirin,fındık kadar parçalarla da bacaklarını hazırlayıp,gövdeye tutturun.işim acele olduğu için ben mayalandıktan sonra yumurta sarısını sürmüştüm ama acelem olmasaydı,önce yumurta sarısını sürüp,sırtına bıçakla yuvarlaklar çizerek mayalandırırdım,pişerken o çizikler açılır,daha hoş olurdu.göz ve ağzını da çörek otu ile yapıp,tepsi mayasını aldıktan sonra(yani tepside 20-25 dak.kadar mayalandırdıktan)ısıtılmış fırında pişirilir.

ŞEFTALİ KURABİYE


MALZEMELER
*150 gr.oda ısısında margarin(ben tereyağla yaptım)
*1 su bardağı pudra şekeri
*1 yumurta
*1 paket kabartma tozu
*1 paket vanilya
*alabildiği kadar un(yaklaşık 2-2,5 s.b. kadar koydum ben)
*aralarına sürmek için fındık kreması(ben bazen marmelatta kullanıyorum)
*çay kaşığının ucuyla,çok az kırmızı,ondan biraz fazla sarı gıda boyası
*bulamak için toz şeker
*süslemek için yapraklar(ben gül yaprakları kullandım) ve karanfil
YAPILIŞI
hamur malzemeleri yoğrularak,cevizden biraz küçük kurabiyeler pişirilir.soğuduktan sonra,2 kurabiyenin arasına fındık kreması sürülerek,birbirine yapıştırılır.kırmızı gıda boyasına biraz sarı katılıp,sulandırılır,turuncu renk elde edilir.başka bir kabada,sadece sarı sulandırılır.(tarifte yalnız kırmızı renk kulanılmıştı,gerçeğe benzesin diye ben böyle yaptım)yapıştırılan kurabiyelerin bir kısmı turuncuya,bir kısmıda sarı gıda boyasına batırılıp,toz şekere bulanır.yapraklar,karanfille,kurabiyelere sabitlenir.afiyet olsun..



Tuna'nın son günlerde en sevdiği oyunu"Tuna nehri savşı"hem marşını söylüyor,hem oynuyor ve ya askerlerini oynatıyor.internette Tuna nehri videosu seyrederken,videolardan birinde savaş görüntüleri vardı.bayıldı o videoya ve sürekli onu izlemek istedi.şimdi de onu canlandırıyor.işin kötü tarafı,oyunu çoğunlukla bizimle birlikte oynuyor :S oyunu oynarken dekendinden geçiyor yavrum yazık ;)




:))))) aman da ne içli içli söylermiş benim kuzuuum.mayasıl azdırır cinsten;)))eh,ara sıra kendinden sözler de katıyor marşa ama olsun:))pazar gecesinin yenilgisi bile vaz geçiremedi oğlumu F.B. forması giymekten.p.tesi günü ısrarla formayla gitmek istedi kreşe,Gülşen teyzesinin dediği gibi"her şeye rağmen Fenerliyim"mesajı verdi çocuğum;)



gelelim balkon bahçeciğimizeee.çileklerimiz,fotoda da görüldüğü üzere oldu.1 tanesini yedik,2 tane daha kızardı:)



bunlar minik güllerimiz,yanındakiler de çeri domateslerimiz.



ve bunlarda,anne domateslerimiz;)inş.büyüyüp,domates verecekler bize,sabırla beklemekteyiz:)

4 Mayıs 2010 Salı

PORTAKALLI KURABİYE,YOĞURMA KISIR VE BALKON BAHÇECİLİĞİ:)

Bir türlü elim değip,bir şeyler ekleyemedim bloğumuza.bu gün İpek aradı,konuşmamızın bitiminde,"bloğa baktım,eklememişsin bir şey epeydir "dedi,gerçekten fırsat bulamadım,ama şimdi oturup hemen ekleyim dedim İpekim de hatırlatmışken...


Bu kurabiyeyi,komşum,arkadaşım,dostum Nergiz'in annesi,ablası,kardeşiyle eşi,yeğenleri 23 Nisan tatili için Nevşehir'den geldiklerinde,hoş geldiniz demeye giderken yapıp götürdüm.çünkü normalde kurabiye sevmeyen Nergiz,bu kurabiyeyle kurabiye sevmeye başladı,onların da seveceğinden emin olduğum için,bunu yapmak istedim ve yanılmamışım,onlarda çok beğendiler.şimdiye kadar yeyipte beğenmeyen hiç olmadı zaten;)Tuna'nın bu seneki doğum gününde de yapmıştım,orda da çok beğenildi.onun için,sizin de denemenizi tavsiye ediyorum.evet,kabul ediyorum,biraz oyalıyor ama sonuca değer derim ben...



PORTAKALLI KURABİYE


Son zamanlarda favorimiz olan bu kurabiyenin tarifini,tariflerini çok beğendiğim sevgili blog arkadaşımHülya "http://buramburam.blogspot.com/"nın blogundan almıştım,teşekkürler bu güzel tarifi bize kazandırdığın için Hülyacım...



fotolar bana ait,tarifi aynen yayınlıyorum:

PORTAKALLI KURABİYE


Malzemeler:

125 gr. oda sıcaklığında tereyağ

1 çay bardağı sıvıyağ

1 adet yumurta

1 çay bardağı yoğurt

1 çay bardağı toz şeker

1 çay bardağı irmik

1 paket kabartma tozu

Aldığı kadar un

Muhallebisi için:

3 çay bardağı süt,
3 çorba kaşığı nişasta
1 çay bardağı şeker
1 paket vanilya
1 portakal suyu
1 portakal kabuğu rendesi

  • Kurabiye hamurunu yoğurmadan önce muhallebimizi hazırlayalım. Muhallebimiz için portakal suyu ve vanilya hariç tüm malzemeler bir tencereye alınarak devamlı karıştırmak suretiyle koyulaşıp kıvam alana dek pişirilir.
  • Pişip katılaşmaya başlayan muhallebimize ocaktan alırken vanilyamız ilave edilir. Muhallebimiz ılınınca portakal sıyumuz eklenerek güzelce karştırılır ve topak topak olması engellenip ( istenirse blendırlanabilir) soğumaya bırakılır.
  • Kurabiye hamuru için gerekli tüm malzemeleri karıştırarak yumuşak ele yapışmayan bir hamur elde edilir.
  • Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alınarak elde açılır, ortasına soğumuş muhallebi konup kapatılır. Kapadığımız kısım alta gelecek şekilde yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilir.
  • Üzerlerine birazcık portakal kabuğu rendesi serpilerek , önceden ısıtılmış 170 derece fırında üzeri hafif pembeleşene kadar pişirilir.
  • Pişip soğuduyan kurabiyelerimizin üzerlerine pudra şekeri serpilerek servise sunulur


YOĞURMA KISIR




Bu tarifte de ölçü yok maalesef.ama tadı harika oluyor.tarifi arkadaşım Filiz'den almıştım,artık hep kısır yapacağımda bu kısırdan yapıyorum.istenirse,çiğ köfte gibi sıkılarak şekilde verilebilir,gerçekten etsiz çiğ köfte gibi oluyor tadı çünkü.
istenilen miktarda köftelik bulgurun üstüne 2-3 tane orta boy domates,1 tane de kuru soğan rendelenir.Filiz soğanın suyunu sıkıp,posasını kullanıyor ama ben sıkmadan,hepsini kullanıyorum.şöyle bir karıştırılıp,şişecek kadar sıcak su gezdirilir üzerine.ama sakın çok gezdirmeyin,çok cıvık olur.ağzını kapatıp,5 dak.şişmesi beklenir.5 dak.sonra,bolca isot,acı seviliyorsa acı biber salçası,değilse tatlı biber salçası,biraz domates salçası,biraz karabiber(mümkünse değirmenden çekip kullanın)kafi miktarda nar ekşisi,salçalar tuzsuzsa damak tadınıza göre tuz,bolcada hakiki zeytin yağ koyulup,yaklaşık 5 dak.kadar yoğrulur.daha sonra biraz yeşil soğan,taze nane ve istenirse maydanoz doğranıp harmanlanır.ben,mideye dokunmasın,gaz yapmasın diye birazda kimyon ekliyorum,sonuç harika...mutlaka deneyin derim,benden söylemesi...süslemesini de,geçenlerde net te gezinirken bir sitede görmüştüm ama gerçekten hangi site olduğunu hatırlamıyorum,sitenin sahibi arkadaştan şimdiden özür diliyorum.lale zamanı olduğu için,laleler kondurdum kısırımın üstüne;)



kaç senedir yapmak istediğim şeyi bu sene gerçekleştirdim ve balkon bahçeciliğine başladım ufak çapta,naçizane.3 çilek fidesi,4 salatalık fidesi diktim,mutfakta filizlenen,içim rahat etmediği için yemeklere kullanamadığım kuru soğanları diktim,büyüdüler bile.4 saksı çiçek tohumu,nane,maydanoz,dereotu ve roka tohumları ektim.ilk çiçekler çıktı,nane,maydanoz ve dere otlarım fiyaskoyla sonuçlanıp,roka tohumlarım çıktı.bende,çıkmayanların saksılarının birine komşum Nergiz'in annesi Türkan teyzemin Nevşehir'deki bahçesinden toplayıp getirdiği nanelerin yapraklarını alıp,saplarını ektim,diğerlerine de kıska ektim;)eeee,demokrasilerde çareler tükenmez dimi;))sırada biber,fasulye ve nokut ekmek,domates fidesi alıp dikmek var,bereketli olur inş.

bunlar ektiğim çiçek tohumlarımın çıkmış hali;) eh,birde güvercinlerle mücadele var tabi...


çocuklarımızın bağ-bahçe gördüğü yok maalesef,gerçekten çok üzüyor bu beni.neyin nasıl yetiştiğini bilmiyorlar.kim bilir,belkide aldığımız meyve ve sebzelerin yalnız market ve pazarda olduğunu zannediyorlar.ağaçtamı,toprağın altındamı yetişiyor,bilmiyorlar ne yazık ki. bu sebepten istedim bir şeyler yetiştirmeyi daha çok.Tuna sulasın,topraktan çıktıklarına şahit olsun,büyüdüklerini görsün,elleriyle toplayıp,hormonsuz yesin istedim.birlikte ektiğimiz için,topraktan yeşil yeşil fideler çıktıkça,çok seviniyor kuzum,hatta yapraklarını seviyor,kıskalara da "bebek soğan"diyor:))) ama bu görünenler anne soğan;)bu gün ekmeğine koyup,son günlerdeki favori çorbası erişteli yeşil mercimek çorbası eşliğinde yedi bile maş.

çok net çıkmasada,bu çilek fidemin bembeyez bir çiçeği açtı,darısı kırmızılarına,diğer fidelere inş.;))



bu oyun,bizim küçüklüğümüzün oyunu.hatta annemlerin de küçüklüğünün oyunu.eskiden T.V. yok tabi,bunun gibi oyunlar oynanırmış ne güzel.ama Tuna "ebe bir elek ver" yerine"ele bebek ver"diyor:)))) ve çok seviyor bu oyunu kerata.aslında oyunda öyle bir şey yok ama illa ki döğüşlü bir şey olacak ya"ama köpekler döğüşecek tamam mı?"diyor:))



benim minik müzisyenin gitar aşkı tutuştu bu gün.şarkısı ise,İnci Dila'nın yıl sonu gösterisinde söyleyeceği"cici kızlar"ın,"ah kalbim" şarkısıydı;)))